Camın Tarihi

Şimdiye değin arkeolojik kazılarda bulunan en eski cam ürün MÖ. 5500 yıllarına ait olup, Mısır’da bulunmuştur. Daha sonraki asır ve yüzyıllara ait bulgular ise bir hayli fazladır. Örneğin Mısır’da Firavun Amenotop’un cam gözü.(M.Ö.4000)Ancak daha sonralarına özellikle MÖ.1500 yıllarına ait Mısır’daki bulgular bir hayli fazladır; bu dönemde cam sanatı Mısır’da muhtemelen en parlak devrini yaşamıştır. Daha o devirlerde Mısır’da dekorla makta kullanılan kesme taşı, perdah taşı ve cama cam iplik sarma tekniği bilinmekteydi. Bu teknik daha sonraları Venedik’te yeniden keşfedilmiş ve en parlak dönemini yaşamıştır.Mısır’a komşu olan Babil’de de cam sanatı oldukça ileriydi. Bulunan Babil’e ait bir kil tablanın üzerine bilinen ilk cam reçetesi kazınmıştır: 60 ölçü kum,180 ölçü alg ve Deniz yosunu külü, 5 ölçü güherçile ve 3 ölçü tebeşir (kireçtaşı).Yapılan kazılardan camı ilk keşfedenlerin Asurlular olabilecekleri görülmektedir. New York’taki Corning cam müzesi araştırmacılarınca yapılan kimyasal ve röntgen optik bilimsel araştırmalar camın gerçek anlamda bir fayans olmayan “Mısır fayansı”nın geliştirilmesiyle ortaya çıkmış olabileceğini göstermektedir. Bu fayansın o devrin cam ürünleriyle benzerliği o denli fazladır ki o devrin ilkel araç, gereçleri; fırınları ve olanakları göz önüne alındığında bu “fayans” hamurunun çok uzun pişirilmesi, çok fazla sıcaklıklara getirilmesi veya fazla Sodyum içermesi sonunda camın ortaya çıktığı kabul edilir. Ancak bilimsel köken araştırmaları yanında tarihi efsanelerde de bu konuya rastlanmaktadır. Pilinius ve flavius’un ta kayalarından almak zorunda kalmışlardır. Ateşle birlikte bu soda kayacıkları akkor haline geçmiş ve nehir yatağının temiz kumuyla birleşerek sıcakken akışkan, donduktan sonra şeffaf ve katı bir maddeye, cama dönüşmüşlerdir. Hangi açıklamaya inanılırsa inanılsın camın kökeninin Önasya’da olduğu gerçektir.Yapılan kazılar ve araştırmalar sonucunda günün birinde camın kökeniyle ilgili gerçeklerin tamamen ortaya çıkacağı kesindir.